• Eğirdir Akpınar Gazetesi
    Haberler> > 800 Yıllık Türk Pazarı Hala Yaşıyor…

    800 Yıllık Türk Pazarı Hala Yaşıyor…

    800 Yıllık Türk Pazarı Hala Yaşıyor…

     

    1. yüzyıldan bu yana varlığını sürdüren Isparta’nın Eğirdir ilçesindeki tarihi Pınar Pazarı, 800 yılı aşkın zamandır Yörük-Türkmen coğrafyasının buluşma noktası. Pandemi nedeniyle kurulmasına ara verilen Pınar Pazarı bu yıl yeniden açılıyor. Eğirdir Belediyesi, tarihi Pınar Pazarının 18 Temmuz 2021 Pazar günü açılacağını duyurdu.

    800 yılı aşkın zamandır Yörük-Türkmen coğrafyasının buluşma noktası olan Pınar Pazarı’nın tarihini ve bugününü yazan araştırmacı gazeteci Yusuf Yavuz, Pınar Pazarı’nın kuruluş tarihinin 1200’lü yıllara dayandığını ifade etti.

    Yusuf Yavuz’un araştırma yazısına göre; Açık hava pazarları Türk kültüründe çok önemli bir yer tutuyor. Geçmişte Türkistan olarak anılan ancak 1940’lı yıllardan sonra adı ‘Orta Asya’ olarak değiştirilen coğrafyanın dört bir yanında kurulan pazarlar, her türlü ürünün alınıp satıldığı buluşma mekânları olmalarının yanında aynı zamanda İpek Yolu’nun da bir parçasıydı. Türklerin Anadolu’yu yurt edinmeleriyle birlikte Türkistan coğrafyasından taşıdıkları kültürlerden biri de büyük açık hava pazarları oldu. Bugün birçoğu modern yaşama yenik düşen o pazarlardan biri, Isparta’nın Eğirdir ilçesinde 800 yıldır varlığını sürdürüyor. İlk kez 13. yüzyılın başlarında bölgeye yerleşen Türkmenler tarafından kurulduğu kaydedilen tarihi Pınar Pazarı, peynirden tereyağına, meyveden sebzeye, giyim-kuşamdan ev eşyasına, tahıldan baklagillere, canlı hayvandan açık hava lokantalarında pişirilen oğlak kebabına kadar birçok ürünün satıldığı canlı bir panayır yeri niteliğinde.

    Eğirdir ilçesinde haftada bir gün kurulan Pınar Pazarı, adını kurulduğu dağın eteğinden çıkan su kaynağından alıyor. Antalya, Isparta, Denizli, Burdur, Konya ve Afyonkarahisar gibi çevre illerin sınırlarında yaşayan Yörük-Türkmen nüfusun ortak hafızasında önemli bir yeri olan Pınar Pazarının tarihi ise 13. yüzyıla kadar uzanıyor. Geçmişte güreşlerin yapıldığı, seyirlik oyunların sahnelendiği bir panayır ve şenlik yeri niteliğinde olan Pazar, bu özelliklerini bugün yitirmiş olsa da bölge halkının yüzlerce yıllık bir buluşma yeri olmayı sürdürüyor.

    KURULUŞ TARİHİNİN 1200’LERİN BAŞINA DAYANDIĞI SANILIYOR

    Eğirdir Ansiklopedisi’nin yazarı Nuri Güngör, Pınar Pazarını şöyle anlatıyor: “Pınar Dağı eteklerinde çıkan pınarın düzlüğünde, eskiden 15 Eylül-15 Ekim arasında dört Pazar yapılan bir panayırdı. Köyler, ilçeler, tüm Yörüklerin ve çevrenin toplanıp mal aldığı, mal sattığı bir pazardı. Şimdilerde ihtiyaç karşılığı 15 Ağustostan başlamak üzere on hafta yapılmaktadır. Ne zaman başladığı bilinmiyor ama 1204’den sonra buraya temelli yerleşen atalarımızın bu olayı başlattıkları kesindir. Çünkü geldiği yerlerdeki geleneklerini de getirmişlerdir.

    800 YILLIK PINAR PAZARININ YOLUNU TUTTUK

    Yüzlerce yıllık geçmişin izlerini taşıyan Pınar Pazarı bu yıl Temmuz ayından itibaren haftada bir gün kurulmaya devam ediyor. Eğirdir Belediyesi’nin verdiği bilgiye göre her hafta Pazar günleri açılmak kaydıyla 20 Ekim 2019 tarihine kadar devam edecek. Bu yılki Pınar Pazarı ziyaretimizi geçtiğimiz hafta gerçekleştirdik. İbn Batuta’nın 1300’lü yıllarda konuk olduğu Dündar Bey Medresesi’nin hemen karşısındaki Ulu Caminin doğusundan kalkan minibüslerden birine binip, Pınar Pazarının yolunu tuttuk.

    BAHÇELERİ NARASINDA DÜĞÜN-MEVLİD SOHBETİ EŞLİĞİNDE YOLCULUK

    Tarihi kayıtlarda da sıkça sözü edilen ünlü bağların bulunduğu bölge, bugün “Bağlar Mahallesi” adıyla anılıyor. Bağlar Mahallesi ve Pınar Pazarına giden minibüsler, göl kıyısından Yeni Mahalle’ye çıkıyor, tarihi Keyhüsrev Kervansarayı’nın kalıntılarının bitişiğinden geçerek elma bahçelerinin arasından Pınar Pazarına ulaşıyor. Yolda yerel halktan insanlar Pınar Pazarına gitmek için minibüse biniyor. Sohbetlerin konusu, Türkiye’nin elma deposu olan Boğazova’nın iki yanındaki dağları kemirip duran mermer ocakları. Eğirdirli kadınlar bu yıl elmaların verimli olmamasından şikâyetçiler ama bir bahçede güzel elma ağaçları gördüklerinde moralleri yerine geliyor. Düğün-Mevlit ve bağ-bahçe sohbetleri eşliğinde süren kısa yolculuktan sonra Pınar Pazarına ulaşıyoruz.

    KEÇİ TULUM PEYNİRİ SATICILARININ ÖNÜNDE KUYRUK VAR

    Geçmişte daha geniş bir alana yayılan tarihi Pazar bugün 17 dekarlık arazide kuruluyor. Burası tüm yöre halkının mutlaka uğramak istediği bir buluşma yeri. Ulu akçakavak ağaçları ve çınarların gölgelediği pazarda bugüne ait pek çok malzeme de var ancak Pınar Pazarı halen zamanın durduğu görüntülerle ve olanca hareketliliği ile akıp gidiyor. Eskiden kullanılan ve ‘şinik’ adı verilen ölçülerle nohut, buğday, fasulye ya da mercimek satanlar, boynuz saplı Serik bıçakları, çanlar, ya da basma donlar… Bölgenin üretimi olan ya da yakın illerden getirilen her türlü sebze-meyvenin yanında Pınar Pazarının en ünlü ürünleri Yörüklerin damak tadının vazgeçilmesi olan tulum peynirleri. Hemen oracıkta basılan keçi tulumlarının önünde uzun kuyruklar var.

    SERİKLİ YÖRÜK TEREYAĞI, KÖYCEĞİZLİ PÜSE SATIYOR

    Pazarda Antalya Serik’ten gelen yaylacılar dikkat çekiyor. Yaz aylarında Pınar Pazarına yaklaşık 30 kilometre mesafedeki Aksu-Anamas yaylalarında konaklayan Serikli Yörükler, eski bir geleneği sürdürüyor. Serik Kocayataklı bir Yörük ninesi, Anamas yaylasında keçilerinin sütünden elde ettiği tereyağını tuluk içerisinde satıyor. Yıllardır aynı pazarda, aynı yerde ve ilerleyen yaşına rağmen aynı kararlılıkla tereyağı yapmayı sürdürüyor. Muğla Köyceğiz’den gelen son püsecilerden biri, çam reçinesinin damıtılmasıyla elde edilen bir tür doğal antiseptik olan püseleri pazarda satıyor…

    PINAR PAZARININ EN DİKKAT ÇEKİCİ MEKÂNLARI KEPAP FIRINLARI

    Pazarın bir ucunda canlı hayvanlar, daha çok keçi satılıyor. Hemen berisindeki kesimhanede kesilen hayvanlar uygun fiyatlardan halkın kırmızı et ihtiyacını karşılamak üzere satışa sunuluyor. Su kaynağının bulunduğu alanda dağın eteğinde sıralanan kebap fırınları ise Pınar Pazarının en ilgi çekici köşesini oluşturuyor. Öğle saatlerinde bu fırınların önünde kuyruklar oluşuyor. Fırında ağır ateşte hiçbir katkı maddesi kullanılmadan pişirilen kebaplar hemen orada açık havada kurulan masalarda sunuluyor. Pınar Pazarının geleneği olarak, genellikle kilo ile olarak satılıyor kebaplar. Tadımlık olarak porsiyon olarak yiyen de var elbette. Kebap fiyatlarına gelince kentlerdeki ortalama bir restoranda yiyebileceğiniz bir porsiyon et yemeği fiyatına satılıyor. Ancak kebap yemek istemeyenler için de Pınar Pazarı ve çevresinde her türlü sokak lezzetini bulmak mümkün.

    EĞİRDİR BELEDİYE BAŞKANI VELİ GÖK PINAR PAZARINI ANLATTI

    Ekmekçiler, çörekçiler ve yöreye özgü haşhaşlı nokulların satıldığı tezgâhlar ile 80 çeşit ürünle süslenmiş zeytin tezgâhları pazarın renkleri arasında. Torosların şifalı bitkileri ve ıvır zıvır satıcıları Pınar Pazarını ilgi çekici kılıyor. Yerel kültürlere ilgi duyanlar, fotoğraf tutkunları ve yöresel ürünleri tatmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat olan Pınar Pazarında dolaşırken Eğirdir Belediye Başkanı Veli Gök ile karşılaşıyoruz. Yeni seçilen bir belediye başkanı olan Gök’e Pınar Pazarının sağlıklı biçimde geleceğe taşınabilmesi için neler yapmayı planladıklarını soruyoruz. Açık hava kahvelerinden birinde içtiğimiz çayların eşliğinde sorularımızı yanıtlayan Eğirdir Belediye Başkanı Veli Gök, hem Pınar Pazarını hem de bu tarihi mekanla ilgili projelerini anlatıyor:

    ‘GEÇMİŞTE PINAR PAZARINDA ANNELER GELİN BEĞENİYORLARDI’

    Pınar Pazarı’nın yaklaşık 800 yıllık tarihi geçmişi var. Pınar Pazarı, geçmişte randevuların verildiği bir yerdi. Veresiye alışveriş yapanlar vade günü olarak Pınar Pazarının açılacağı zamanı verirdi. Özellikle Isparta ve Antalya çevresinde konar- göçer hayatı sürdüren Yörükler için burası bir buluşma noktasıydı. Burada insanlar halen kışlık alışverişlerini yapar. Göçebe yaşamında ihtiyaç olan her türlü malzeme bu pazarda satılır. Çadır, kepenek, yün, canlı hayvan, çan, orak… Bunun yanında pazarın bir özelliği de atalarımızın seçtiği bir yer olması. Geçmişte Pınar Pazarının son haftası sadece kadınlar pazarı olarak kuruluyormuş ve sadece kadınlar geliyormuş. Anneler burada gelinlerini seçerlermiş. Tabii günümüzde hayat şartları değişti. O günkü koşullarda pazarda satılan ürünlerle bugün satılan ürünlerde değişiklikler oldu. Biz yine de tarihi dokusunu korumaya çalışıyoruz. (HABER MERKEZİ)

     

    Etiketler:
    • Yorum ekle

    Bu haberler ilginizi çekebilir!
    Yukarı Geri Ana Sayfa
    Etiketler